“SADECE BİR TEK ŞEYE İHTİYACIMIZ VAR: GÜVEN”
Simav Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Şeref Kazcıoğlu, ilçenin, ilin hatta ülkenin geleceği açısından her kuruma, kuruluşa ve tüm siyasilere önemli görevler düştüğünü açıkladı. Her kurum ve kuruluşun çizeceği yol haritasında ana unsurun insana ve dolayısıyla ülkeye hizmetin en ön sırada olması gerektiğine dikkat çeken Kazcıoğlu, 1 Kasım sonrası Simav’ın yeni bir yol haritasıyla yola çıkarken eksilerini, artılarını ve hedeflerini gerçek olarak ortaya koyması gerektiğini bildirdi. Simav’da öyle veya böyle bir şekilde her şeyin var olduğunu da açıkça anlatan Kazcıoğlu, sadece bir tek şeye ihtiyaç olduğunu ifade ederek onun da adını koydu; “Birbirimize güvenmek”.
Simav’ın dibe vuran ekonomisini düzlüğe çıkarmak, göçü durdurmak adına istihdam alanları oluşturmak, Türkiye’nin bir parçası olarak tüketen değil de üreten bir Simav oluşturmak için masaya yumruğu vurma zamanının gelip geçmekte olduğunu kaydeden Kazcıoğlu gazetemize özel önemli açıklamalarda bulundu.
POZİTİF DÜŞÜNMELİYİZ..
Türkiye’nin büyüklüğünü ve gücünü doğru tahlil edebilmemiz halinde, “Ülkede sorun var” safsatalarının ne kadar asılsız ve maksatlı olduğunun görülebileceğini, ekonomik olarak Simav’ın Türkiye ekonomisinin dışında görmenin mümkün olmadığını anlatan Kazcıoğlu, “Geçtiğimiz günlerde 7 büyük bankanın genel müdürleri ve Bankalar Birliği Başkan’ının bir arada Türkiye ekonomisini tartıştıkları toplantı yapıldı. Toplantı sonucunda; bütün banka genel müdürleri 2016 yılının iyi geçeceği fikrinde birleşti. Ekonominin kalbi olarak kabul edilebilecek bankalar 2016 yılını iyi görüyorlarsa, ekonominin diğer paydaşlarının da aynı fikir etrafında kenetlenmeleri ve olumsuz senaryolara itibar etmek değil, moral ve güç kazanacakları ortamların yaratılmasına katkı sağlamak anlamında birbirlerini motive etmeleri, moral bulmaları gerekmektedir. Bu durum Simav için de geçerlidir. İlçemizde olumsuz senaryo algısı yaratmak isteyenlere bir bakın, ekonomi olumsuz seyrederse kayıpları olacak mı? Hiç bir kayıplarının olmadığını, olmayacağını göreceksiniz. Olumsuzluk algılarına kapılanlara bakarsanız, kendi gelişmelerini engellediklerini, kârlarının azaldığını, belki de işini kaybetme riski ile karşı karşıya kaldıklarını görürsünüz. Üretici, esnaf, iş adamı ya da çiftçi olarak negatif düşüncelerden uzak durmamız, hep pozitif düşünerek hem kendimize hem de çevrenize moral aşılamamız gerekiyor. Korkmayın, ayağınızı yere sağlam basıp, gözünüzü zirvelere dikin. Unutmayın iş dünyasındaki başarınız, kârlılığınızın artması sadece size ve ailenize değil, önce Simav’ımıza sonra da ülkemize kazanç olarak yansıyacaktır. Ayrıca, zekât vermenin sadece malınızın bir kısmını dağıtmak olmakla birlikte var olan bilginizi, tecrübenizi, yeteneklerinizi ve başarılarınızı Simav toplumu ile paylaşmak suretiyle topluma faydalı insan olarak görevinizi de yerine getirebileceğinizi asla unutmayın” dedi.
SİMAV’IN ANALİZİ ŞART..
Simav’ın ekonomik anlamda gelişmesine katkı verebilmek için öncelikle durum tespiti yapılmasının faydalı olacağını, Kaymakamlık, belediye, fakülte ve yüksek okullar ile meslek ve esnaf odalarının diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte siyasetten uzak ve tarafsızca Simav’ın fotoğrafının çekilmesine ihtiyaç olduğunu kaydeden Kazcıoğlu, “Bu bir çalıştay, bir panel olabilir. Bu; sonuçta bir Simav gerçeği, belgeseli olmalı. Simav’a hizmet etmek isteyen her Simavlı bu belgesele, fotoğrafa iyi bakmalı, iyi analiz etmeli. Simav’ın eksilerini ve artılarını açıkça ortaya koyacak, içeriden ve dışarıdan her türlü yatırımcıya aradığı soruların cevabını bulabileceği ‘Simav Analizi’ diyebileceğimiz bir kitap oluşturarak bir yol haritasını ortaya çıkarmaya büyük ihtiyaç var” dedi.
SİMAV’IN EKSİLERİNİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ..
Şehirlerin sosyal değil de ekonomik geleceği olacağını, ekonomi olmadan sosyal bir hayat ve geleceğin olmayıp göçün hakim olacağı günlerin kaçınılmaz olduğunu savunarak sözlerini sürdüren Kazcıoğlu, “En küçüğünden en büyüğüne Simav için düğmeye basacaksak öncelikle kendimizi yani Simav’ımızı iyi tanımamız etüt etmemiz gerek. Gelişimin birinci ayağı unutulmamalıdır ki zayıf yönlerin tespiti ve bunların artıya dönüştürülmesidir. Bu açıdan Simav’ın eksilerini şöyle bir sıralayacak olursak şunları sayabiliriz: 1.Girişimci ve yatırım eksiliğinin olması, 2.Müteşebbis ruhunun olmaması, 3.Birlikte iş yapma kültürünün bulunmaması, 4.Eğitim düzeyinin yeterli olmaması, 5.Halkın dışarıdan gelecek birisinin onları kurtaracağı saplantısı içerisinde olması, 6.Sosyal ve sanayi içerikli proje yazma konusunda bilincin olmaması, 7.Simav’da yaşayanların büyük bir kısmının emekli aylığı ya da asgari ücretle geçiniyor olması, 8.Nitelikli iş gücünü çekecek imkanların olmayışı, 9.Hizmet sektöründe kalitenin düşük olması, profesyonelliğe önem verilmemesi, 10.Simav’ın kendini yeterince ifade edememesi ve ‘Simav’da bir şey olmaz’ safsatalarının moral bozukluğu oluşturması, 11.İlçenin en önemli termal merkezinde konaklama mekanlarının yetersiz oluşu, 12. İlçemizde yaşamı daha cazip hale getirecek kültürel aktivitelerin eksik olması, 13.Tatlı su kaynaklarından hatta jeotermal enerjiden yararlanarak balıkçılık gibi yatırım alanlarının değerlendirilmemesi, 14.Hayvancılık alanında Kütahya’da söz sahibiyken profesyonel et entegre tesislerinin olmayışı, 15.Tren hatlarına uzak kalışımız, karayollarımızın özlenen ve günün şartlarına uygun olmaması, 12 senedir bir Uğurlugüme gerçeğinin yok edilememesi, 16.Simav’da üretim ve istihdama yönelik kamu kuruluşunun olmaması, 17.İlçede daralan ekonominin de sebeplerinden birisi olan vatandaşların bazı ekonomik ilişkilerini, alışverişlerini yakındaki ilçe ve illerle kurması, 18.Göçlerin de getirdiği olumsuzluklar nedeniyle ilçe merkezinde şehircilik bilincinin tam olarak yerleşmemesi, 19.İlçenin, ortaöğretim ve yüksek öğrenim öğrencilerine hizmet verecek gençlik alanlarının olmaması, 20.Toplumun her kesiminin yararlanacağı sosyal alanların yetersiz olması 21.Kurumlar arası koordinasyon ve iletişim eksikliği, 22.Şehrin paydaşlarının sorunların çözümü adına bir araya gelememeleri, 23.Ortak akılla hareket edilmemesi, 24.İlçede var olan fakülte ve yüksek okul potansiyellerinin Simav açısından tam olarak kullanılamaması, 25.Sanayici, esnaf ve sivil toplum kuruluşlarıyla üniversite işbirliğinin yetersizliği, 26.Simav’ı ileriye götürecek sanayi, hayvancılık, seracılık, termal turizm, süt üretimi gibi konularda Ar-Ge çalışmalarının yetersiz olması, 27.Yatırım için Hazine arazisinin yok denecek kadar az olması, 28.Ev hanımlarının el emeği göz nuru yaptıkları el işleri ve gıda maddelerini pazarlayabileceği bir satış yerinin olmaması, 29.Simav’dan dışarıya gittiğimizde sevdiklerimize sunabileceğimiz, Simav’a gelen konukların da dönüşlerinde sevdiklerine ve yakınlarına götürebileceği ‘Simav’ markalı ürünlerin olmaması, 30-Özellikle termal turizm çerçevesinde şehrimize gelen konukların ilçe merkezinde zaman geçirebilecekleri yerlerin sınırlı olması, Simav Kültür Evi gibi mekanların kapalı tutulması”.
ELBETTE SİMAV’IN ARTILARI DA VAR..
Saydığı 30 başlıktaki Simav’ın eksileri yanında Simav’ın elle tutulur artılarının da olduğuna dikkat çeken Başkan Kazcıoğlu, “Elbette Simav’da her şey kapkara değil. Önemli kaynak ve zenginliklerimiz, coğrafi açıdan avantajlarımız var. Onları da şu şekilde sıralayabiliriz: Simav’ın komşu ilçelere ve illere alternatifli yollarla bir şekilde ulaşabilmesi, 2.Zengin kültür mirasına, doğa ve termal zenginliklere sahip olması, 3.Başta jeotermal enerji ve organik tarım alanlarına sahip olması, 4.Dumlupınar Üniversitesine bağlı Teknoloji Fakültesine, Meslek Yüksek Okulu’na ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okuluna sahip olması, 5.Yatırım ve teşvik için 4.Bölgede olması ve yatırımın desteklenmesi, 6.Yatırım yapılabilir illerden birinin ilçesi olmak, 7.Ege bölgesinin en zengin ve şifalı termal su kaynaklarına sahip olunması, 8.Gölcük, Söğütlü Yayla, Martlı, Sinecik gibi bozulmamış ve zengin doğal güzelliklere sahip olunması, 9.Mevcut sulu tarım arazileri, sulanabilir arazileri ve su kaynakları açısından yeterince zengin olması, 10.Kütahya’nın en zengin orman alanlarına sahip olunması,
11. Organize Sera bölgesi kurularak jeotermal enerji desteğiyle Türkiye’nin sebze ambarı olunabilecek bir potansiyele sahip olunması, 12.Genç iş gücüne sahip olmak, 13. Yarencilik ve benzer Ata geleneklerini, kültürlerini sürdürmek, 14.Halkın devlete olan saygı ve sevgisi ile aile bağlarının ve yardımlaşmanın kuvvetli olması”.
ÖNCE BİRBİRİMİZE GÜVENMELİYİZ..
Açıklamalarının sonunda Simav’a yapılabilecekler konusunda hiçbir zaman geç kalınmadığının altını da çizen Kazcıoğlu, “Sadece bir tek şeye ihtiyacımız var; birbirimize güvenmek” diyerek sözlerini tamamladı.