Değerli yazarımız Alaattin Gürırmak’ın bir çalışmasını sizlerle burada paylaşıyoruz.
Değerli hemşehrilerim, sayın okuyucular, İlçemiz Simav ile ilgili yeni Türk alfabesiyle 1956 yılında öğretmen Ethem Ruhi Alper’in yayınladığı “Yeşil Simav” kitabından başlamak üzere Simav ismi üzerine bir çok kitapta birçok yorum ve açıklaması yapıldı…Simav’ın yetiştirdiği bir evladı olarak aynı konu üzerine bende 30 yıldır araştırıp en doğru anlamına ulaşmaya çaba sarfetmekteyim.
İlimiz Kütahya ve ilçemiz Simav ile ilgili her yeni kitabı,bilgiyi takip etmekteyim.Çünkü doğduğum yer Simav ile ilgili değişik tarhlerde 3 kitap yazdım. 62 sayı aylık Simav dergisi yayınladım. Bu uğraşılarımdan ötürü ilçemiz insanlarının önüme geçerek en fazla merak edip sordukları “Simav” ismi veya köyünün isminin ne anlama geldiği şeklinde oluyor…Artık herkesin bir cep telefonuna sahip oluşu soru-cevap iletişimini daha da hızlandırmış,bu sorulara daha sık cevap verme zorunluluğunu getirmiştir…Örneğin daha dün (11-Haziran2007) İzmir’de yolda yürürken cep telefonum çaldı. Karşımdaki alo diyen ses İstanbul Simavlılar Derneği Başkanı sağdıcım İbrahim Çetinsoy’du…’Simav’ isminin ne anlama geldiğini hemen tarif etmemi istedi…Belli ki bulunduğu ortamda ondan da’Simav’ isminin ne anlama geldiği soruluyordu.Bende hem yolda yürüyorum hemde en son Simav yorumunu anlatmak mecburiyetini yaşadım…
‘SİMAV’ ismine ilk yorumu ataları Kütahyalı olan İstanbul-Unkapanı doğumlu ünlü Türk gezgini EVLİYA ÇELEBİ yapmıştır…
Seyahatnamesinde Simav ismini şöyle açıklar;
” Germiyanoğlu Beyi BABİK BEY Simavna adlı Urum kralı elinden aldığı için Simav derler. Bir söylentiye göre de SİM-AB (GÜMÜŞ SU)’YUNDAN gelmedir derler. Gerçekten suları gümüş gibi berraktır.”
Evliya Çelebi günümüzden 336 sene önce 1671 yılında böyle tarif eder… 18. Yüzyıl Avrupa’sının kullandığı en önemli atlaslardan biri olan’Notitiae Orbis Antigui’ 1705 yılı basımlı eserde yer alan C.CELLARİUS’un çizdiği antik dönem haritasında ilçemiz Simav’ın adı “S Y N A U S” ve Simav’a bağlı Boğazköy’ün ismi de “ANCYRA PHRYGİA=FRİGYA ANKURA” olarak karşılaşıyoruz. Bu haritadan günümüze 302 yıl geçmiş….Ortalama 300 yıl geriye gidebildiğimiz SİMAV ve SYNAUS isimleri ilçemizin kayıtlara geçen iki adıdır…’Simav’ ismini içinde yaşayan biz Türkler halen aynı kullanırken Avrupalılar harita ve tarih kitaplarında S Y N A U S ismi ile yazmakta ve öyle de söylemektedirler. Uzatmadan söyleyeyim SYNAUS ve SİMAV İsimlerinin ne eski ne de yeni YUNAN dili ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
1995 yılında Allah’ın rahmetine kavuşan Simav merkez Cumhuriyet İlkokulu (Bugün Y.Koyuncuoğlu) öğretmenlerinden ki kendisi ile sayısız Simav söyleşileri yapmışımdır. Dünde oğlu Fatih Baykal’ile İzmir-Karşıyaka’da Zübeyde Hanım Kabri yanındaki kıraathanede Simav sohbetleri yaptık.Çünkü orayı merhum babasının da sevdiği ‘Simav’daki Park kahvesine’ benzetiyoruz. Merhum öğretmenimin 1966 yılında yayınladığı ‘İŞTE SİMAV’ İsimli kitabında bakın ‘Simav’ ismini nasıl açıklıyor….” Simav’da ilk medeniyeti kuran topluluk SÜMER uygarlığını yayan ETİLER(Hititler) olduğu kaydedilmektedir.Sonra Frigyalıların eline geçen Simav’ın Boğazköy taraflarında ANSİR(Doğrusu Ankura=Ankara olacak), Simav gölü civarında Sinaus,Simav’ın bulunduğu yerlerde Siyanos şehirlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Simav Hisar tepesi,Boğazköy (Kiliseköy-Kısaköy) ve Şenköy (Alakilise-Alakese) ‘e hakim bir noktadadır. Bir üçgenin üç köşesinde kurulu Boğazköy ve Şenköy’ün, Simav’ın ruhani başkanlığında olabileceği kaydedilmektedir. Ayrıca Güneyköy yakınında “KAYMAZ”, Güneyköy-Eynal arasında “AVDAN” şehirlerinin bulunduğu söylenmektedir. Böylece Simav yüksek anlamına gelen SÜMÜV olmuştur. Bir söylentiye göre Hisartepedeki kalenin sahip ve komutanın adı Simon?dur. Diğer söylentiye göre İranlılar, Simav gölünün berrak suyuna izafeten GÜMÜŞSU anlamına gelen S İ M- A B adını vermişlerdir. Bu hale göre SİMAV adı Simol,Simab,Simon,Siyanos,Sinaus,Sümüv kelimelerinin değişmesinden meydana gelmiştir..””” Evet bana sağlığında ‘Boynuz kulağı geçti’ diyen Şevki hocamın 41 yıl önce 1966 yılında kitabında yazdıkları yukarıdaki anlattığım gibidir….
1990 yılında İzmir Yeni Asır Gazetesi Muhabiri olarak çalışırken İzmir Adliyesinden tanıdığım Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İL Başkanlığı yapan hukuk Profesörü Bilge Umar ağabeyim o yıl bana içinde Simav isminin yorumu olan “Türkiye Halkının İlk Çağ Tarihi” isimli eserini hediye etti. Kitabında ilçemiz Simav’ın Avrupa kaynaklarındaki ismi SYNAUS ibaresi HİTİT-LUVİ dilinde ANAWA ile bağlantılı gördüğünü söyleyerek ” yamaç”,”göl kenarında,tırmanış yolu üzerinde yani yamaçtaki şehir yorumunu yapmıştı.Prof.Bilge Umar,1993 yılında basılan “Türkiye’deki Tarihsel Adlar” isimli eserinin 755′inci sayfasında “YAMAÇTAKİ ŞEHİR” YORUMUMU GERİ ALIYORUM.diye yazarak SİMAV’ın eski ismi SYNAUS’un Anatanrıça (Kibele)’yı işaret ettiğini vurgulayarak kentin tarihsel adının biraz değişerek SİNAÜS-SİMAV olarak günümüze ulaşmıştır. Bu ad içinde S(w)-İMA, “kutsal Ana” (KİBELE) anlamı taşımaktadır. Hellence (Yunanca) dili ile bir ilgisi yoktur…diye yazmıştır…
Değerli hemşehrilerim,sayın okuyucular günümüzde yukarıdaki açıklamalar artık sadece tarihi görüşler olarak kayıtlarımıza geçmiştir…Anadolu’ya biz Türklerin 1071 Malazgirt savaşından sonra geldiği yolundaki emperyalist Avrupalıların “sizin tarihiniz budur” dayatmaları artık gün ışığına çıkmış. Türklerin şimdilik on bin yıldır Anadolu’da ikamet ettiği belgelerle anlaşılmıştır..Türkler 1071 yılında Anadolu’ya son kez girişlerinin tarihi olduğu kesinleşmiştir..Yani Anadolu’ya değişik isimlerde Türkler defalarca girmiş yur tutmuştur..Bu insanlara ÖN-TÜRKLER deniyor..İlçemiz Simav’da da 10 bin yıl gerisindende Antik Türk Tarihi buluntuları yer almaktadır….Yöremizde yaşadıkları kayıtlı HİTİTLER,FRİGLER ÖZBE ÖZ TÜRK oldukları artık günümüzde belglere dayanarak yazılmaktadır… Kendisi ile tanışma şansına eriştiğim ama vefatıyla da çok üzüldüğüm.Dr.SELAHİ DİKER ağabeyin 2000 yılında İzmirde yayınladığı “ANADOLU’da On bin Yıl, TÜRK DİLİNİN 5 BİN YILI” eserinde Tarihte Anadolu’da konuşulan ama bugün konuşulmayan ölü dillerin hepsini incelemiş ve Türkçe olduğu anlaşılmıştır..İLÇEMİZ antik çağ ismi S Y N A U S=Okunuşu SUNA-US öz türkçe olup 185.sayfadaki SUN,SUNA,Sunan kişi,sunmak,yaymak,kendine doğru çekmek yani zengin hayreden kral,başkan anlamları verdiği açıklanmaktadır. Son ek US-OS da yine Türkçe “akıl zihin,bilgili “demektir…
Simav 1113 yılında Anadolu Selçuklu Kumandanı EMİR MUHAMMET tarafından ilk kez Müslüman Türklerce alınmıştır.Kısa süre sonra tekrar Bizanslılara geçer…1304 yılında Germiyan Türk Beyi Birinci Yakup Bey ALAŞEHİR’i fethetmeye giderken ikinci kez Müslüman Türklerin eline geçer.Son kesin fethi ise 6-Mayıs-1327 tarihinde GERMİYAN BEYİ ÇAHŞADAN MEHMET bey tarafından komşu Manisa’nın KULA ilçesi ile birlikte son kez fethedildi..İşte o tarihlerde SİMAV GÖLÜ ve OVASI ile yakın çevresi ABBAETİS=SU ATA’nın Ülkesi anlamı olarak Hırıstiyan (Türklerce) yerlilerce kullanılyordu. Yöreyi fetheden Müslüman Germiyan Türkleri bu kelimeyi İ-SİM-AB olarak “ismi su”dan geliyor manasına RESMİ DİLLERİ olan Farsça SİMAB Şekliyle yorumlayıp söylemişlerdir. yani İSMİ AB(su) 13.YÜZYILDA Türkçede sona gelen “B” sesi “V” ye dönüşmesiyle SİMAB= SİMAV haline dönüşmüştür…
SONUÇ::::iLÇEMİZ SİMAV’IN YABANCILARCA SÖYLENEN Synaus ismide halen kullandığımız Simav ismide yüzlerce yıl öncesinden süzüle süzüle gelen TÜRKÇE isimlerdir…günümüz anlamıyla İSMİ SU- yada Evliya Çelebi’nin aktarışıyla GÜMÜŞEbenzerSU anlamları en geçerli açıklamaları kabul edilebilinir…SAYGILARIMLA…TÜM HEMŞEHRİLERİME SELAMLAR….ALAATTİN GÜRIRMAK- (12-6-2007) İZMİR